“Alaska hakkında ilk izlenimlere
sahip olduğum yer oldu Anchorage” demiş, buradaki iki günüme Anchorage müzesinini gezmek, “iyi ki yapmışım” dediğim buzul yürüyüşü, ve Alaska yemekleri ile tanışmayı sığdırabilmiştim.
Bir bakıma “Alaska tarihi, coğrafyası ve
kültürüne giriş”ti bu. Sıra
gelmişti, Seward’a gitmeye. İki günü değerlendirip, Güneydoğu Alaska’ya
yapacağımız bir haftalık gemi yolculuğuna başlayacağımız yerdi Seward.
Ön araştırmalarım, Anchorage’dan Seward’a en iyi ulaşım
yolunun tren yolu olduğunu gösteriyordu. Ne doğru bir kararmış ! Hafızamdan silinmeyecek bir yolculuktu
Anchorage- Seward arasındaki bu yolculuk. “Önemli
olan vardığınız nokta değil, yaptığınız yolculuktur” denir ya, onun ete-kemiğe
bürünmüş şekliydi adeta. Amaç sadece
Seward’a varmak değildi gerçekten, yolculuğun tadını çıkarmaktı. Ve çıkardık da. Zaten düzen de buna göre
kurulmuştu.
Daha
Türkiye’de iken, internet üzerinden tren biletlerini alır almaz, “Alaska Tour and Travel” şirketinden bir
yetkili bana e-posta göndermiş, “Alaska
gezinizi unutulmaz kılmak için hazırız” diyordu. Alaska’daki tüm turistik
merkezler ve turları içeren web sitesinin yanı sıra, tren yolculuğunun
detayları da gönderilmişti. “Sırtınızı
koltuğunuza yaslayın ve Alaska Demiryolları ile seyahatte manzaranın tadını
çıkarın...” diye yazıyordu, “Alaska’da
en güzel manzaraya sahip hatta yolculuk edeceksiniz”. Sonra da yol boyunca
geçilecek yerler ve görülebilecekler detaylandırılıyordu. Defalarca okudum. Bu
bile tek başına heyacanlı bir başlangıç yapmak için yeterli idi benim için. Ama
dahası vardı...
Anchorage’da trene binmeden önce, taksiden iner inmez valizlerimiz alınmış,
Seward’da hangi otele gideceğimiz sorulmuş, ve bagajlara otelimizin hazır olan etiketleri konulmuştu. Düşünsenize,
valizlerimiz direk olarak gideceğimiz
otele bırakılacak !
Evet. Valizlerimizi teslim ettik.
Zamanı gelince de vagonumuza yerleştik. Her iki vagonun arasına bir de
panoramik vagon düşüyordu, seyir vagonu yani;
yerden
yüksekçe ve tavana kadar da camlı. Bu vagonun koltukları kimseye satılmıyordu.
Diğer iki vagondaki yolcuların istedikleri zaman gelip, manzaranın tadını
çıkarmaları isteniyordu burada. Çıkardık da; zamanımızın neredeyse tamamını
burada geçirerek.
Yiyecek- içecekler ise ister
ayağınıza geliyor, isterseniz de kafetarya haline getirilmiş vagondan satın alınabiliniyordu.
Seyir vagonu, Alaska Demiryolları
|
Seyir vagonunun içi, Alaska Demiryolları |
Nerelerden geçileceği zaten önceden
bildirilmişti. Yeri geldikçe hoparlörden bilgilendiriliyorduk; makinistimiz, belki
de gizli rehberimiz tarafından.
Başlangıçta
bir müddet bataklık kıvamındaki denize
paralel seyrettik, buzullardan sürüklenen kaya ve toprak nedeniyleymiş bu
görüntü.
Alaska Yaban Hayatını Koruma Alanı (“Alaska Wildlife Conservation Area”) yakınlarından
geçti tren. Ayrı bir gezi noktası burası da ilgisini çekenlere; bir gün önce
biz buzulda gezerken eşimin de ziyaret etmiş olduğu.
Dünyanın en yüksek ikinci gelgit
olayının yaşandığı “Turnagain arm”ı
geçtik sonrasında; ben adını “Döngel körfezi”
koydum. Dokuz metre kadar olurmuş gelgit
yüksekliği burada. 1778’deki gezisi
sırasında İngiliz denizci James Cook’un
istediği noktaya varmaya çalışırken, gelgitler yüzünden sürekli yolunu
değiştirmesi, geri gidip gidip dönmesi nedeniyle verilmiş bu ad.
İki
adet buzul geçtik, yolculuk
sırasında; Spencer buzulu ve Bartlett buzulu.
Vahşi yaşama ait canlılar çıktıkça
karşımıza, yine bilgilendiriliyorduk hoparlörden.
Ve vagondaki herkes, ilgi sahası neyse, o bölgede heyecanla çeviriyordu başını camdan dışarı. Kimisi bir yaban keçisi gördüğüne, kimisi bu yöreye ait kuşların varlığında, kimisi ise buzullara bakıyordu meraklı meraklı.
Kenai gölünü geçtik
sonradan, turkuaz rengi çok methedilen... Suda asılı kalan alüvyona güneş
ışığının vurmasıyla oluşan bir renkmiş bu. Aslında berrak değil, süte turkuaz
boya katılmış bir bulanıklıkta idi görüntü.
Dağlar, dereler, orman gördük bol bol. Tünellerden
geçildi, toplam beş adet.
Bakmaktan
sıkılmadığımız güzel bir doğanın içinde ilerledik sürekli; bilgilene bilgilene,
tıngır- mıngır. Yaklaşık 170 km. lik yoldu toplamda kat ettiğimiz. Kaç saatte tamamladık dersiniz? 4,5 saatte… İşte buydu söylenmek
istenen; seyahatin tadını çıkarmak. Yavaş da olsa hareket halinde olmamız,
içerdeki ışığın camdan yansıması ve yağan yağmurdan kirlenen camlar nedeniyle, pek ideal değil çektiğim fotoğraflar. Ama
yine de paylaşacağım birkaç tanesini sizlerle. Şimdi arkanıza yaslanın ve birkaç
saniye de olsa Alaska Demiryolları ile seyahatin tadını çıkarmaya çalışın,
benimle.
Anchorage- Seward arası tren yolculuğu, Alaska |
Trenden Anchorage- Seward arası manzara, Alaska |
Trenden Anchorage- Seward arası manzara, Alaska |
Trenden Anchorage- Seward arası manzara, Alaska |
Trenden Anchorage- Seward arası manzara, Alaska |
Trenden Anchorage- Seward arası manzara, Alaska |
Trenden Anchorage- Seward arası manzara, Alaska |
SEWARD
Alaska turizm organizasyonu hakkında
çok iyi izlenimlere sahip olarak gelmiştik Seward’a kadar. Trenden inince
otelimizin hemen oracıkta, yürüme mesafesinde olduğunu görmek ise, aile içinde
“Trenle otele bile bırakıyorlar”
esprisine neden oldu.
Otelimiz “Harbor 360”. Henüz, check-in için erken olmasına rağmen odamızın
hazır olması ve hemen yerleşmemiz de keyfimize keyif kattı. Dedim ya, düzen
buna göre kurulmuştu.
Nüfusu 2500, Seward’ın. Deniz ve dağlar
arasında bir koridorda yer almakta; bundan sonra göreceğimiz tüm
yerleşimler gibi… Ama biz dağların farkında değildik geldiğimiz gün; belki
dikkatsizlik, belki de dağların
eteklerine kadar olan bulutlardı engel. Otelimizin hemen önünden başlayan
boy boy teknelerle dolu liman ise göz dolduruyordu. “Küçük tekneler limanı” deniyordu buraya, muhtemelen “cruise”
gemilerine ait limandan ayırt etmek için.
Harbor 360 Hotel (yandan), Seward, Alaska |
Harbor 360 Hotel (uzaktan), Seward, Alaska
|
Küçük tekneler limanı, Seward, Alaska |
Küçük tekneler limanı ve “Harbor 360 Hotel”, Seward, Alaska
|
Deniz Yaşam Merkezi (“Sea Life Center”), ilk ziyaret yerimiz oldu. ABD’deki onlarca deniz
yaşam merkezinden Alaska’da olanı bu. Hızlı bir gezme idi bizim için. Bazı
deniz memelileri, deniz kuşları ve yöredeki balık çeşitleri aklımda kalan.
İngilizce
adları “horned puffin” ya da “tufted puffin” olan kuşlar endemik bu bölgede,
renkli gagalı ve biraz süslüce; sözlüğe baktığımda “boynuzlu puf” ya da “püsküllü
martı “ şeklinde karşılık görüyordu isimleri. Pek içime sinmedi bu çeviri, ama
baktım, kullanılıyor; bir dönem öyle söyleyip gezdim. Alaska’da bir dönem
çalışmış, Su Ürünleri Fakültesinde öğretim üyesi bir arkadaşım “Deniz papağanı” demez mi sonradan?
Nasıl mutlu oldum içime sinen bu karşılığı öğrenmekten, anlatamam!
Deniz papağanı (Tufted puffin), Sealife Center, Seward, Alaska |
Deniz papağanı (Horned puffin), Sealife Center, Seward, Alaska
|
Kuzey Buz denizi
kıyılarında yaşayan, büyükçe bir ördek
cinsi olan “King Eider Duck” da
gördüğüm deniz kuşları arasındaydı; ama bunun Türkçede bir karşılığı var mı,
bilmiyorum doğrusu.
"King Eider Duck", Sealife Center, Seward, Alaska |
Deniz aslanı ile bakıcısının huzurlu birlikteliğine şahit olmak da pek hoştu; bir sevgilinin kucağına uzanmış gibiydi deniz aslanı...
Deniz aslanı ile bakıcısı, Sealife Center, Alaska
|
Bir gün önce duymuştum bölgede 5 farklı somon cinsi olduğunu, burada
da yazılmış ve gösterilmişti. Her bir somon türünün iki adı vardı. Somonun kralı,
bana göre Kral somondu (King; Chinook). Bunun yanısıra Köpek somonu (Dog; Chum); ayrıca renklerine göre Gümüş
renkli (Silver; Coho), Kırmızı (Red; Sockeye) ve Pembe (Pink;
Humpy) somonlar vardı.
Somon çeşitleri, Sealife Center, Seward, Alaska |
Yaşam döngüleri de ele alınmıştı somonların.
Başka bir yazımda da bahsetmiştim; derede
yumurtadan çıkan somonlar bir müddet sonra denize göç eder, orada yaşar;
yumurtlayacakları zaman da, tam hayata başladıkları yere dönerek orada
yumurtlar ve orada ölürlermiş. Tatlı sulardaki yaşamları iyi gözlenmiş olsa
da; denizlerde nerelere gittikleri, ne kadar derine indikleri, ne yaptıkları, nasıl olup da tekrar aynı tatlı suya
dönerek yumurtladıkları halen bir muamma imiş.
Denizlerin önemi ve buradaki doğal
yaşamın korunması ile ilgili çarpıcı şemalar, bilgilendirmeler ve hatırlatmalar
da ihmal edilmemişti…
Denizden çıkan atıklar, Sealife center, Seward, Alaska |
Seward’daki
ikinci gün için,
bir tekne turu planlamıştık. Bana
gelen e-postadan seçtiğim bir turdu bu. Sahi, söylemeyi unuttum; Kenai yarımadasında ve fiyortlarında yer
almakta Seward. Burada mutlaka görülmesi gereken yerler içinde yer alıyor
bu yarımada, milli parkı ve fiyortlar. Hemen yakındaki körfez ise,
“Resurrection” Körfezi. İşte bu körfezde yapılacak, öğle yemekli bir turdu bizimki, toplam 4-5
saatlik.
Oldukça bulutlu bir gün. Teknede kapalı
alan da var, açık alan da. Rüzgarı yiyerek de olsa, zamanımın önemli bir
kısmını dışarıda geçirdim, etrafı seyrederek ve de fotoğraflayarak. Zira bu
sefer, ne gördüklerimin, ne de
fotoğraflarımın, kirli ve ışığı yansıtan cam engeline takılmasını istemiyordum
!
Bulutlu bir günde teknede, Seward, Alaska |
Önce doğrudan Fox adasına gittik. Öğle yemeği hazırlanmıştı bizler için.
Bir Alaska menüsü idi bu; olmazsa
olmaz somon, lokum kıvamında bir et, patates
püresi, birkaç çeşit salata ve ekmekten oluşan...
Bir Alaska menüsü, Fox adası, Seward, Alaska |
Kocaman bir mekanda ahşap masa ve sandalyelerde oturarak, ortada yanan
sobanın keyfini de çıkararak tamamladık yemeğimizi. Kalan serbest zamanın bir
kısmını ise, yerel korucudan suda taş
kaydırmaca öğrenip uygulayarak değerlendirdi kimileri.
Fox adası, Seward, Alaska
|
Fox adası, Seward, Alaska
|
Fox adası, Seward, Alaska
|
Biraz oyalanma sonrası, açıldık tekrar denize. Doğal yaşam gözlemleri başladı, bu sefer. Foklar, martılar, deniz papağanları,
su samurları, bir keçi ailesi ile “bald
eagle” (ABD’nin de simgesi olan kartal türü) vardı gördüğümüz canlılar arasında. Kayalardan fışkıran ağaçlar ise hayret uyandıran bir güzellikte
idi. “Deniz Yaşam Merkezi” ne görüntü göndermek üzere yerleştirilmiş panel de,
bu doğal ortamdaki tek metal oluşum olarak dikkat çekiyordu.
Bulutla ve rüzgarla başladığımız bu tekne turunu, yağmurla ve keyifle tamamladık.
“Resurrection” körfezi, Seward, Alaska
|
“Resurrection” körfezi, Seward, Alaska
|
Foklar, “Resurrection” körfezi, Seward, Alaska
|
Foklar ve Martılar, “Resurrection” körfezi, Seward, Alaska
|
Foklar, “Resurrection” körfezi, Seward, Alaska
|
Martılar ve deniz papağanı, “Resurrection” körfezi, Seward, Alaska |
Akşamüzeri
yürüyüşü yaptık biraz da. Bol bol balıkçı
tekneleri, denizden henüz gelmiş
balıkçılar ve balıklar ile büyükçe
bir balıkhane dikkati çekiyordu bu küçücük kasabada.
Seward, Alaska
|
Balıkhane, Seward, Alaska
|
Balıklar ve Balıkçılar, Seward, Alaska
|
Seward, Alaska
|
Denize paralel yürüdüğümde ise bol
bol hediyelik eşya dükkanları ve günübirlik
tur organizasyonlarını görüyordum. Bir bölgede kümelenmiş tabelalar ise sizi hem bölge hakkında aydınlatıyor, hem de küresel ısınma ve sonuçlarını yüzünüze
çarpmayı ihmal etmiyordu.
Seward, Alaska
|
Seward, Alaska
|
Seward, Alaska
|
Seward ve çevresini gösteren tabeladan, Seward, Alaska
|
Küresel ısınmanın Dünya üzerindeki etkilerini gösteren tabeladan; Seward, Alaska
|
Buzulların yıllar içindeki değişimini gösteren tabeladan; Seward, Alaska
|
Seward’da üçüncü ve son gün. Zamanımız vardı ama, gemiye erken girme isteği ön plana çıktı ailede, ve
öyle yaptık.
Küçük tekneler limanı ve Cruise gemisi; Seward, Alaska
|
Peki, başka neler yapılabilinir Seward’da? Buraya yakın “Exit buzulu” var, onu ziyaret etmek
mümkün; öğrenilecek çok şey olduğundan eminim. Yarış köpeklerini tanımak da seçenekler arasında. Karda kızak köpeklerinin sizi gezdirmesini
istiyorsanız, Anchorage’da olduğu gibi ilave
bir helikopter uçuşuna ihtiyacınız var.
Evet. Anchorage’dan keyifli bir
tren yolculuğu sonrası, ikinci durağımız olmuştu Seward, Alaska’da; doğanın, en çok da denizdeki doğanın bir kısmını görme fırsatı
veren.
Sıra gelmişti, Güneydoğu Alaska’ya
doğru gemi yolculuğuna… Akşam saatlerinde demir alacak, ertesi gün Kuzey
Amerika’nın en büyük buzulu olan “Hubbard
buzulu”nu geçerek, bir sonraki gün başkent
Juneau’ya varacağız. Juneau’da altın arayacağım ve Güneydoğu Alaska
yerlileri olan Tlingitler hakkında öğreneceklerim olacak. Katılırsınız bana, değil
mi? Başkent Juneau’da buluşmak, orayı ve
Alaska’yı biraz daha tanımak ve anlamak üzere… Şimdilik hoşçakalın 😊
*
Bundan önceki Alaska gezi yazım;
1- ALASKA YOLCUSU KALMASIN; İLK
DURAĞIMIZ ANCHORAGE için, lütfen tıklayın
Bundan sonraki Alaska yazılarım sırasıyla;
3- ALASKA GEMİ TURUNA BAŞLARKEN…
HUBBARD BUZULU VE BAŞKENT JUNEAU için lütfen tıklayın
4- ALASKA’DA ALTINA HÜCUM; SKAGWAY’DEN YUKON TOPRAKLARINA için lütfen tıklayın
5- “ICY STRAIT POINT”; ALASKA’DA DOĞANIN PEŞİNDE için
lütfen tıklayın
6- KETCHIKAN, ve ALASKA’YA VEDA EDERKEN… için lütfen tıklayın
Çok keyifli bir paylaşım yapmışsınız. ..fotoğrafları büyüterek, tek tek inceledim, doğanın kokusunu hissettim.. genç ve sağlıklı olduğum (63 yasinda, MS hastasiyım 25 yıldır) yıllarda bir Güney Amerika'ya, bir de Kutuplara gitmediğim için hep eksiklenirim ama görüntüler ile ruhumu gezdiriyorum şimdi. .. çok teşekkür ederim...hep genç, hep sağlıklı, hep varlıklı yaşayın. ..
YanıtlaSilMerhabalar Sevgili Leyla Hanım, inanır mısınız teknik bir nedenle mesajınızı geç gördüm, yani siz bana yazalı iki yıldan fazla zaman geçmiş ve ben az önce görüyorum. O nedenle, bu geç yanıt için sizden çok özür diliyorum. Okuduğunuz ve değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Hastalıklar, maalesef hepimizin etrafında geziniyor... Tıp da ilerliyor, son yıllarda, hastalıkların kökenine inen, kişiye özel tedaviler düzenlediğini bildiğim "Fonksiyonel Tıp" bilimi çok gelişti, ve MS de ilgilendikleri bir konu. Lütfen bu konuyu araştırın. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim, ben de size şifa diliyor, her zaman yaşam sevinci ile dolu olmanızı istiyorum. En iyi dileklerimle..
YanıtlaSil